Parti Sloganlarının 1 Kasım Genel Seçimi Üzerine Etkisi- Abdurrahman Koçak
Seçimlerle ilgili söylenecek bir çok şey var, ama ben farklı bir açıdan bakarak “Nasıl oldu da AK Parti 5 ayda oyunu %9 artırabildi?” sorusunun cevabını bulmak için partilerin seçim kampanyalarında kullandıkları sloganlara bir bakalım:
“Sen ben yok, Türkiye var!” ve “Tek Başına, İş Başına”
Bu sloganlar gerçekten üzerinde iyi düşünülmüş sloganlar. Halk 7 Haziran seçimlerinin ertesinde yurtdışındaki gazete manşetlerini gördü. “Binyılın Selahaddin Eyyubî’si Durduruldu”, “Sultan’a şamar”, “Küçük Osmanlı’nın çöküşü” …vb. gibi. Daha sonra 1 Kasım seçimlerine yaklaşırken Rothschild sermayeli The Economist dergisinin “Erdoğan’ın devrilmesi için HDP’ye oy verilmeli” “Türkler Cumhurbaşkanı’nın ağzının payını vermeli” diyecek kadar küstahlaştığını gördü. Barış ve Demokrasi söylemleriyle Türkiye Partisi olduğunu iddia eden HDP Eşbaşkanının “Biz sırtımızı YPG’ye, YPJ’ye HPG’ye dayadık” diyebilecek kadar edepsizleştiğini gördü. Daha sonra CHP’nin Genel Başkanının PKK Televizyonu İMC ye çıkıp Anayasanın 2. ve 3. maddelerini değiştirebileceklerini açıklayabilecek kadar sözde ulusalcı olduğunu gördü. Ve MHP’nin halkın kendisine koalisyon yapması için verdiği oyları hiçe sayıp, hiç düşünmeden tüm tekliflere kapalı olduğunu gördü. Tüm bunların haricinde, ülkesine Birleşmiş Milletler müdahalesi için imza toplayan neo-mandacı aydınları gördü, Merkel’in Türkiye ziyareti öncesinde “Merkel Türkiye’ye gelip Erdoğan’a prim yaptırma diye” mektup yazıp gönderen okumuş cahil akademisyenleri gördü, Çözüm sürecine karşı olup da, PKK’ya müdahaleler başladığında çözüm sürecini Ak Parti bitirdi diyenleri gördü, Letonya maçının sonucunu bile Erdoğan’a bağlayan beyinsiz güruhu gördü, “Dağlarda yerlere izmarit bile atılmıyor” diyerek PKK Terör örgütü ve siyasal uzantısı HDP’yi şirin göstermeye çalışan küresel sistemin parçası medya organlarını gördü, sözde Ermeni soykırımını kabul edenleri gördü, tüm şer odaklarının ve FETÖ’nün el ele kol kola yürüdüğünü ve ülkeyi adım atamaz hale getirmeye çalıştıklarını da gördü. Bu yüzden “Sen ben yok, Türkiye var kardeşim, milletin bağımsızlığı olmazsa ne sen kalırsın ne de ben” dedi…
Bunun yanı sıra, koalisyon hükümetlerinde her gün diken üstünde ticaret yapamayacağını, hükümet kurulmadığı durumdaki kaos, kararsızlık ortamında iş yapamayacağını gördü ve “Tek başına, İş başına” dedi…
“Sen, bilirsin Türkiye”
Çok doğru bir slogan, malumun ilamı… Tabi ki ben bilirim dedi Türkiye, aradan virgülü kaldırıp okudu: “Sen bilirsin Türkiye”, benim Hükümet kurmaya yetecek oyum yok, hükümet kurmaya niyetim de yok, bu partinin başından gitmeye niyetim de yok ama hala bana veriyorsan da sen bilirsin Türkiye!
“Önce Türkiye”
Güzel slogan, ama “Sen ben yok, Türkiye var” ile aynı paralelde…. daha güçlü partinin sloganına yakın bir slogan kullanırsan vatandaş nezdinde “çakma” kabul edilirsin. Ayrıca “Önce Türkiye” deyip PKK kanalı İMC TV’ye çıkarak “Anayasanın 2. ve 3. maddelerini değiştirebiliriz” dersen, o sloganın altını dolduramazsın. Altını dolduramazsan da o sloganın etkisi olmaz. Bu şekilde HDP’ye gönderdiğin “emanet oyları” geri alsan bile tabanındaki ulusal-milliyetçi seçmeni MHP’ye kaptırırsın.
“İnadına Barış, İnadına HDP”
Bu millet, birşeyi “inandığı” için değil de “inadına” yapanı sevmez, kabul etmez. Antep’te bir deyiş var, “Ele verir telkını(telkini), kendi yutar selhımı(salkımı)” kendin yapmadığını başkasına söylersen onun hiç etkisi olmaz. Sen barıştan bahsedip de gidip hain pusuları kurarsan, hendek kazıp özerklik ilan edersen, bombaların patladığı hiç bir mitinginde senin milletvekilin olmazsa, vatandaş senin ne barışına inanır, ne de Kürtlerin hak ve özgürlüklerini savunduğuna….
Velhasıl bu millet, Antep deyişiyle “Eşgi üşgü, bizim bağın goruğu (eşki ama bizim bağımızın koruğu)” dedi ve 7 haziranda sarı kart gösterdiği Ak Parti’yi yeniden tek başına iktidar yaptı.
Umarım AK Parti 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını iyi analiz etmiştir ve milleti sakinleştirecek gerginliği azaltacak önlemleri alır. Buzdolabına koyduğu çözüm sürecini dondurucuya atar, PKK Terörü ile mücadeleden vazgeçmeyip “kökünü kazıyana” kadar devam eder. Hak ve özgürlüklerin arttırılacağı “sivil” anayasa inşasına diğer partilerin de katılımıyla devam eder. Başlattığı reformlara hiç hız kesmeden devam eder. Girişimcilik, Bilişim ve Teknoloji yatırımlara destek vermeye devam eder….
Hep birlikte göreceğiz…
1 Kasım seçimleri vatanımıza milletimize hayırlı uğurlu olsun