Asgari ücret ne olacak?-Ertuğrul Mıhçıoğlu
Ülkemizde ortalama 5 milyon kişi asgari ücretle yaşamaya çalışıyor. Tabi bu 5 milyon insanın aynı zamanda 5 milyon seçmen olduğu da dikkate alınınca siyasi partilerin seçimler öncesi bu kitleye karşı duyarsız kalması elbette beklenemez.
1 Kasım seçimleri öncesi de 5.000 TL ile fitili ateşlenen asgari ücret tartışması, farklı rakamlar telaffuz edilmiş olsa da iktidar partisinin tekrar iş başına geçmesiyle noktalanmış oldu. Ayrıca, iktidar partisinin vaat ettiği bu rakam toplumda daha gerçekçi bir algı oluşturdu ve netice de sonuçlara az da olsa bir katkı sağlamış oldu.
Seçimler bitti. Şimdi, AK partiye oy veren vatandaşlardan karşıtlarına kadar, ekonomistlerden işçi sendikaları ve hatta iş adamları derneklerine kadar birçok kesim bu rakamın alışılagelmiş bir seçim vaadimi olduğunu, aksi halde yeni asgari ücret politikasının ne zaman ve nasıl hayata geçirileceğini, en önemlisi de bu faturanın kime kesileceğini merakla bekliyorlar.
Zira asgari ücretin 1300 TL olmasının özel sektöre maliyeti yaklaşık 25 milyar lira olacak. Zaten son dönemde kur farkları, agresif banka politikaları ve piyasada yaşanan olumsuz şartlardan dolayı iyice bunalmış olan özel sektöre bu farkı yansıtmak en azından şimdilik mümkün görünmüyor. İşverenlere vergi ve sigorta primlerinde sağlanacak desteklerle bu rakamın bir kısmının yine özel sektöre ciro edilecek olması da en yüksek ihtimallerin başında geliyor. Ancak yıllardır tüm olumsuz şartlarda ayakta kalmaya gayret eden özel sektör yöneticileri bu işe de bir formül bulacak, muhtemelen de devlet karşısında, kayıt dışı ekonomi ve sigortasız işçi artışı gibi yeni sorunlar bulacaktır.
13 yıldır birçok olumsuz şartlara rağmen önemli ekonomik reformlar gerçekleştirmiş olan AK Parti hükumeti milyonlarca kişiyi ve haneyi yakından ilgilendiren bu konuyu paydaşlarıyla ve en önemlisi iş dünyası ile müzakere edip sonuçlandırmak durumundadır.
Bir kez daha hatırlatmak da fayda var; artık Türkiye’de seçmen kendisine verilen sözlerin takipçisi olmayı öğrendi ve ilk fırsatta bu vaatlere ceza ya da mükafat ile cevap verebilecek duruma geldi. Özellikle seçim öncesi verilen sözler artık iktidarların toplum nezdinde ki güvenilirliği ile eş anlama geliyor ve siyasi partilerin en çok dikkat etmesi gereken konuların başında da işte verilen bu sözler yer alıyor.