Hapishaneler ve Kütüphaneler- Mehmet Emin Tatlı
Bir ülkede hapishaneler ve adliyeler ne kadar büyük ve çok ise, okullar ve kütüphaneler o kadar küçük ve azdır.
Ülkemizin dünyada başarılı olması insanlarımızın bilgi üretmesiyle mümkün olacaktır. Bilgi üretimi ancak okulların ve kütüphanelerin çok olması gerekmektedir. Bu da yetmez insanımızın kütüphanelerde bilgi işçisi gibi çalışması şarttır.
İlk emri oku olan bir dinin mensubu olarak üzülüyorum. Okumak sadece Kur’an-ı yüzünden ve yüzeysel okumak ile mümkün değildir. Okumak nesnesi açık olan bir konudur. Avrupa mikroskop ile her şeyi atomlarına kadar okurken, müslümanlar Kur’an-ı yüzeysel olarak okumayı okumak sanmışlar.
İngiltere, Amerika, Japonya ve hatta Çin bilgi üretmekte başarı sağlamışken Türkiye bilgi üretmekte sınıfta kalmıştır. Ekonominin ve zenginleşmenin temelinde bilgi üretmek vardır.
21. YY’da hala bilim üretemiyoruz. Bilgi üretimi ülkemizin en büyük sorunudur. Bu sorunu her şehre dev kütüphaneler kurarak aşabiliriz.
Finlandiya dünyada eğitim sistemi en başarılı ülke olarak bilindiği halde ülkemiz halen yeni modeller aramaktadır. Türkiye bunun yerine Finlandiya modelini pekâlâ ülkemizde geliştirerek uyarlayabilme kabiliyetine sahiptir.
Her şehre Almanca, Rusça, Arapça, Fransızca, Farsça, Kürtçe dil okullarının yanında Fizik, Matematik, Astronomi, Sanat, Yazılım Teknoloji dallarında ihtisas okulları açılmalıdır.
Okumak sadece papağan gibi tekrarlamak değildir.
Okumak; araştırmak demek, anlamak demek, öğrenmek demek, dinlemek demek, bilmek demek, bildiğini anlatmak demek, analiz demek, deney demek, gözlem demek, uygulamak demektir.
En önemlisi bilgiyi aramak için okumalıyız. Bilgiyi üretmek için okumak dileğiyle…