Gemiler ve Fareleri – Mehmet Emin Tatlı
Gemileri en önce fareler ve en son da kaptanlar terk eder. Peki neden?
Hep deriz ki fareler nankör, vefasız ve hayvanca nedenlerle gemileri terk ederler. Kaptanlarda vefalıdır ki en son gemiyi terk ederler. Öyle mi?
Her zamanki gibi düşünce tarzınızı değiştirmek niyetinde değilim. Ancak farklı bir görüş açısı vermek niyetindeyim.
Fareler rasyonel davranmaktadır. Çünkü gemideki barınaklarını su basmıştır ve kaçmaktan yani orayı terk etmekten başka seçenekleri de yoktur.
Bu denizcilik deyimini gemi, kaptan ve fare üçleminden çıkarıp yaşama hatta iktisadi bakış açısına indirgediğimiz de çok şey anlatmakta olduğunu görmekteyiz.
Toptancı bir yaklaşımda şöyle tanımlamamız mümkün görünmektedir. Tehlikeyi ön sezileri ile izleyen daha önceden rasyonel bir tedbir alarak zararlardan az etkilenerek daha çabuk kurtulabilirler. Kendilerini profesyonel ve kurnaz diye tanımlayan kesimde zarar etmekten kendini kurtaramazlar.
Fare ve insan örnekleri birbirine uzak değildir. Fare genetik özellik olarak insana en yakın hayvandır. Fareler bilinenin aksine üç gün suda yüzebilirler. Bu konuda rasyonel davranan farelerin aslında yüzerek ölmekten kendilerini korumak güdüsüyle karaya ulaşma olasılıklarının daha güçlü olduğudur.
Bu durum rasyonel düşündüğümüzde her davranış biçimine uygulayabilmemiz mümkündür. Şöyle ki;
İktisat; öncü sinyaller ve küçük dalga hareketleri,
Tsunami; Önce küçük deniz çekilmesi ve büyük dalga oluşumu,
Kalp krizi; Önce küçük göğüs ve mide ağrısı ve sonra kalp krizi,
Sosyal hareketler; Önce bireysel itirazlar, sonra gösteriler ve iç savaş,
Vb. gibi olaylar hep farelerin rasyonel davranıp, yaşam mücadelesinde doğru hareketler yaptığını görürüz.
Yukarda saydığım örnekler de de olduğu üzere küçük davranışlar fare misali gibidir. Farelerin kaçtığını gören kaptan hemen gemiyi kurtarma yoluna gitmeli kurtaramıyorsa en az zararla gemiyi boşaltmalı ve kendisi de gemiyi terk etmelidir.