Ekonomik Yaptırımlar Sonrası İran Ekonomisi- Doç. Dr. Rüstem Yanar
Ortadoğu’da hem ekonomik hem de politik ve kültürel bir güç olarak öne çıkan İran son beş yılını uluslararası ekonomik yaptırımların gölgesinde geçirdi. 2006-2010 yılları arasında İran’ın uygulamış olduğu Nükleer programdan dolayı başlayan yaptırımlar, başlangıçta ağır silahlar ve nükleer teknoloji ile ilgili ticaretin yasaklanması şeklinde oldu. 2010 Haziran’ında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yaptırımların genişletilmesine ilişkin kararı, Ocak 2011 yılında AB’nin petrol ve doğalgaz ile ilişkili teknoloji satışı veya transferini yasaklaması ile birlikte yaptırımların kapsamı genişletildi.
Temmuz 2012’de AB enerji ithalatını tamamen durdurması ile petrol üretimi günlük 686 bin varil azaldı. Bu İran için Günlük 72 Milyon Dolar’lık bir kayıp oluşturdu. Ocak 2012’de ABD’nin İran Merkez Bankası’na uygulanan finansal ambargolar nedeni ile petrol gelirlerinin ülkeye transferi sıkıntıya girdi. Örneğin en büyük Petrol Alıcısı olan Hindistan’ın Türkiye üzerinden yaptığı ödemeler yeni yaptırımlarla birlikte engellendi. Bu uygulamalar neticesinde İran petrol piyasasının yüzde 50’sini kaybetti. Bunun yanında AB sigorta şirketlerinin İran gemi ve tankerlerini sigortalamaktan vazgeçmesi, bu şirketler piyasanın yüzde 90’ınını kontrol ettikleri düşünüldüğünde, İran’ın petrol ihracatının büyük bir yara almasına neden oldu.Toplam ihracat gelirinin yüzde 85 ve kamu gelirlerinin yüzde 60’nın petrole dayandığı ülkede ekonominin ciddi sıkıntıya girmesine yol açtı.
Temmuz 2015’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi(ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin) beş ülke ve Almanya (P5+1) arasında varılan anlaşma ile İran’ın yükümlülüklerini yerine getirmesine bağlı olarak ekonomik yaptırımların kaldırılmasına karar verildi. Müzakerelerin başladığı günden beri heyecanla bekleyen Çok Uluslu Şirketlerin, 80 milyon nüfusa sahip ve son iki üç yılını ekonomik darboğazda geçiren İran’a yatırımlarını arttırmak için çalışmalarını hızlandırdı. Petrol, Bankacılık, İnşaat ve Otomotiv yabancı sermayeli şirketlerin iştahını en çok kabartan sektörler olarak öne çıkıyor.
Yaptırımların kalkması ilk etapta İran’ın yurtdışında dondurulmuş olan 100 milyar dolar civarında varlıkların çözülmesi, harcama kapasitesinin arttırılması açısından oldukça önemli bir kaynak girişi sağlayacaktır. İkinci ve asıl önemli etkisi İran’ın petrol piyasasına geri dönüşüdür. Yaptırımlar öncesi günlük üretimi 2,5 milyon varil olan İran, yaptırımlarla birlikte üretimi günlük bir milyon varile gerilemiştir. Petrol üretimindeki artış 8-12 aylık bir süreç içerisinde 2012 seviyesine geleceği tahmin edilmektedir. Bu durumda İran en az 1 milyon varil/gün petrol üretimini arttıracaktır. Dünya Bankası’nın yaptığı tahminlere göre, diğer koşullar sabit kaldığı varsayımı altında petrol fiyatlarında yüzde 14’lük bir azalma anlamına gelmektedir. 2015 Aralık sonu petrol fiyatlarının 66 dolar tahmin edilmektedir. Bu durumda petrol fiyatlarının 56 dolara gerilemesi beklenmektedir. BU durum İran’ın gelirlerinin artması ve ekonomik büyümesinin hızlanması anlamına gelirken, Diğer petrol ihracatçısı ülkeler açısından hiç de iyi bir haber değil. Son bir yıl içerisinde 100 dolar civarından 45 dolar civarına gerileyen petrol fiyatları, ihracatçı ülkelerin gelirlerinde ciddi bir azalmaya yol açmıştır. İran’ın üretimin arttırması bu ülkelerin gelirlerinin daha da azalması anlamına gelir.
Ambargo sonrası İran’ın Dış Ticaretindeki değişimin Türkiye ve Gaziantep özelinde etkisini gelecek yazıda ele alacağım.